Yalnız Değilsin

SENDİKASIZ SEN

Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası

Hak aramak insanlık alemi boyunca var olan bir eylemdir. “Hak haklının oluncaya kadar” mücadele etmek lazımdır. Bu dur durak bilmeyen bir direnme hareketidir. Ülkemizde ise sendikal mücadelenin, özellikle memur sendikacılığının geçmişi çok uzun yıllara dayanmaz. “Ben eski sendikayım” diyenler, nerdeyse 30 yılı aşmaz. Zaten ülkemizde memur sendikaları kanunu 2001 yılında çıkmıştır. Bu kanun evrensel memur sendikacılığının memurlara tanıdığı haklardan oldukça uzak, belki sendikacılığa giriş yahut adım atma niteliğindedir. Ancak bu kanun kapsamında kurulan sendikalar da ,kanundan önce kurulmuş olanlar da kanunu evrensel boyuta bırakın yaklaştırmayı geliştirme noktasında bile çalışma yapmadılar. Gayretlerine şahit olmadık. Mevcut Kamu Sendikalarının pek çoğu bir siyasi partinin yahut mahallenin ötesine geçemediler. Hatta bu ülkemizde o düzeye ve şekle geldi ki ait oldukları siyasetin her türlü müdahalesine maruz kaldılar ve maruz kalmaya devam ediyorlar. Bu düzen tabi ki hak aramanın dışında siyasi ilişkileri geliştirmenin ötesinde bir işe yaramadı, yaramıyor. Kamu Çalışanları için çalışan sendika yok gibi bir şey... Sendika Kanunundan tutun da Kamu işveren heyetinin oluşmasından sendikal anlayışa kadar hiç bir şey istenilen düzeyde olmadığı gibi yakın da değil. Sendikalar yakın oldukları siyasetin pozisyonuna göre şekil almaya ve söylem değiştirmeye devam ediyor. Bütün bunlar kamu çalışanlarını, eğitim çalışanlarını mevcut sendikalardan birine üye olmaktan uzaklaştırıyor, üye olanlar ise bu durumda bulunan sendikalara olan üyeliklerini sonlandırıyorlar. Ve böylece ülkemizde bugün neredeyse en büyük çalışma grubunu “Sendikasızlar” yani herhangi bir sendikaya üye olmayanlar oluşturmaya başladı. Bu meslektaşlarımız: -Mademki sendikalar sendikacılığın dışında her şeyi yapıyorlar... -Mademki bizleri siyaseten kategorize ediyorlar... -Mademki sendika üyesi olmanın ya da olmamanın hiç bir farkı yok... -Mademki sendikalar olsa da olmasa da aynı şey... -Mademki bunlar siyasi partilerin arka bahçesinde oynamak istiyorlar... Az ötede oynayın o zaman diyerek-haklı olarak- “Sendikasız” kalmayı tercih ediyorlar. Fakat herhangi bir sendikaya üye olmayı tercih etmeyen meslektaşlarımız da üye olanların maruz kaldığı gibi: -Serbest kıyafet eylem kararlarından faydalanmak isterler... -Mobingge uğradıklarında hukuki destek isterler... -Şiddete maruz kaldıklarında yanlarında birilerinin bulunmasını isterler... -Şahsi olarak-çalışma hayatının dışında- karşılaştıkları sorunlarda yanlarında birilerini görmek, hukuki destek almak isterler... -Ve ya bu güne onlara sadece üyelik talebi dışında kimsenin uğramadığı bu dik duruşlu eğitim çalışanlarına “Sizin de söyleyeceğiniz bir şey var mı diye?” sorulmasını isterler... İşte Sendikasızların Sendikası; Sen-Sen, bu eksiklikleri gidermek adına eğitim çalışanlarının yanında olmak için kurulmuştur. Kutlu Olsun!

Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren; kimsenin ötekileştirilmediği, farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği, sendikal hakların evrensel ilkelere ve uluslararası sözleşmelere dayalı olarak tam anlamıyla hayata geçirildiği, çalışanların insan olmanın onurunu her yönüyle yaşayabildiği, saygın iş ekseninde çalışma hayatında var olmalarının sağlandığı, demokratik sosyal hukuk devleti olmanın gereği olarak her vatandaşın devlet imkânlarından eşit şekilde yararlandığı, düşünce ve kanaat özgürlüğü ile din ve vicdan hürriyetinin gerçek anlamda teminat altına alındığı, başta çalışma hayatı olmak üzere kadınlara, gençlere ve engellilere yönelik pozitif ayrımcılık uygulamalarının hayata geçirildiği, kadınların sivil toplumda ve yönetim kademelerinde daha fazla temsil hakkına sahip olduğu, daha özgür, çevreye ve doğaya duyarlı, daha müreffeh ve daha mutlu insanların yaşadığı, daha güçlü, daha zengin bir çalışma ortamına ulaşmaya katkı sunmayı amaçlar.
© DSAG Soft 2025
An error has occurred. This application may no longer respond until reloaded. Reload 🗙